13 Ocak 2009 Salı

Taylan Kümeli Daha sağlıklı bir yaşam için yeme-içme önerileri

Ekmek konusunda seçiminizi yüzde 100 tam tahıldan üretilmiş ekmekten yana kullanın.

Bitki çaylarını ihmal etmeyin ama doğru zamanlarda tüketin.

Örneğin, adaçayının uyarıcı, melisanın ise rahatlatıcı etkisi vardır. Siyah çayın, sütsüz ve şekersiz alındığı sürece kalorisi yoktur.

Vücudun su dengesinin korunmasında önemli bir rol oynayabilir. Ancak kafein içermesi nedeniyle dikkatli tüketilmeli.


Çayınızı, kahvenizi veya kahvaltılık gevreğinizi tatlandırmak için normal şeker yerine, enerjisiz doğal tatlandırıcıları kullanın.

Her zaman yanınızda, çantanızda, arabada, ofiste sağlıklı atıştırmalıklar bulundurun.

Omlet yaparken iki yumurta yerine, yumurtalardan birinin tamamını kullanın, diğerinin ise sadece beyazını ekleyerek aldığınız kaloriyi azaltın. Omletinizi peynir veya et yerine, soğan, mantar, ıspanak, biber ve baharatlarla lezzetlendirin.

Kırmızıbibere acı tadını veren kapraicin adlı madde güçlü bir antioksidandır. Bu nedenle yemeklerinizi kırmızıbiberle tatlandırın.

Soya fasulyesi sağlıklı bir protein kaynağıdır, öğünlerinizde kullanmaya özen gösterin.

Süt-yoğurt-peynir : Süt, her tür peynir, yoğurt, dondurma gibi süt ürünleri, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral sağlar.

Tereyağı dışındaki süt ürünleri kemiklerin büyümesi ve bakımı için önemli bir besleyici olan kalsiyumun olağanüstü kaynaklarıdır. Sütte çeşitli oranlarda tam yağlı (yüzde 2), kaymağı alınmış ya da kısmen yağı alınmış (yüzde 1) D vitamini vardır.

Ortalama yetişkin günde iki bardak süte ihtiyaç duyar. Süt aynı zamanda temel kalsiyum kaynaklarından biridir. Kadınlar, özellikle hamile ve emziren kadınlar ve büyümekte olan çocuklar günde iki bardaktan fazlasına ihtiyaç duyar.

Taylan Kümeli diyeti

Sabah

Aç karnına limon dilimli ılık su (İki karanfil, kabuk tarçın ekleyebilirsiniz)
1 dilim 8 tahıllı ekmek
1 kibrit boyutunda az yağlı peynir
2-3 adet zeytin
Dilediğiniz kadar yeşil biber, salatalık ve maydanoz

Ara
1 porsiyon meyve

Öğle
1 tabak sebze yemeği (Kuşkonmaz, bakla, pazı, patlıcan, barbunya, enginar gibi sebzeler bağışıklığı olumlu etkiler)
200 gr diyet yoğurt

İkindi
2 adet kuru kayısı
5 badem
1 bardak yeşil çay
Yemekten iki saat önce de bir adet meyveli yoğurt

Akşam
Ton balıklı, peynirli ya da tavuklu salata
1 bardak ayran

Yatmadan önce
1 bardak kefir
1 porsiyon meyve

ya da

Light dondurmalı meyve salatası
(Yarım kivi, elma, yarım dilim ananas, 5 adet çilek, 1 top diyet dondurma karıştırarak hazırlayın)

12 Ocak 2009 Pazartesi

Sağlıklı yeme takıntısı

ImageYarın ne yiyeceğinizi bugünden planlıyor musunuz? Sağlıklı besinler tüketince kendinize olan güveniniz artarken bu şekilde beslenmeyenleri küçümsüyor musunuz? Zaman zaman bir şeyleri hiç düşünmeden yiyebilmeyi istiyor musunuz? Uyguladığınız diyet sizi sosyal anlamda kısıtlıyor mu? Bütün bir günü ne yediğinize dikkat etmeden geçirme fikri bir hayal gibi mi geliyor? Yediğiniz yemeğin “doğru” olması, onu yerken aldığınız zevkten daha mı önemli? Kendinize ne yiyip ne yiyemeyeceğiniz konusunda gittikçe daha katı kurallar mı koyuyorsunuz?

Eğer bu soruların bazıları size “Evet, işte aynı ben” dedirtiyorsa o zaman siz de çağımızın yeni sorunu olan Orthorexia ile tanışmış olabilirsiniz. İlk olarak 1997 yılında Dr. Steven Bratman tarafından bahsedilen bu yeme bozukluğu henüz tanı sistemlerine girmiş olmasa da son yılların oldukça tartışılan, ve bir sonraki tanı sistemi kitapçığına (The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders-DSM) girmesi beklenen bir bozukluk Orthorexia. Orthorexia’yı “doğru beslenme konusunda aşırı takıntılı olmak” diye tanımlayabiliriz. Ancak Orthorexia ile ilgili bilinmesi gereken önemli noktalar şunlardır: Orthorexia kısa dönemli değil, uzun dönemli bir davranış biçimidir. Öyle ki yapılan sıkı diyetler artık doğal beslenme şekline dönüşmüştür. Yeni bir diyete başlarken yenen yemeklere dikkat edilmesi beklenen bir durumdur. Ancak bu dikkat aşırı bir şekilde ve uzun süreli devam ettiği zaman, ve kişinin sosyal yaşamındaki kararları etkileyecek noktaya geldiği zaman (arkadaşlarla program yaparken gidilen yerde ne gibi yiyecekler olacağına göre karar vermek, bazı tatil programlarına gidilen yerde sağlıklı besinler bulamama endişesi ile katılmamak gibi) sorun haline gelmiş demektir. Buna bir bozukluk denebilmesi için kişinin hayatını ciddi şekilde olumsuz yönde etkiliyor olması gerekir. Orthorexia Nervosa tıpkı Anorexia Nervosa gibi aşırı kilo kaybı ve kalp yetmezliğine bağlı ölümle sonuçlanabilir. Ancak bu konuda çalışan uzmanların ikisini birbirinden ayırt edebilmesi gerekmektedir. Çünkü henüz tanı sisteminde yer almadığından dolayı pek çok uzman tarafından Orthorexia, Anorexia ile karıştırılmaktadır. Aralarındaki en temel fark Anorexia Nervosa’da amacın zayıflamak olmasıdır. Anoreksik kişiler beden imajlarının düşük olması nedeniyle kilo kaybetmek amacı güderek kendilerini sıkı bir diyete sokarlar. Orthorexia’ da ise amaç kilo vermek değildir. Sağlıklı beslenmektir. Kendilerini doğal, saf ve sağlıklı hissetmek isterler. Sağlıksız olduğunu düşündükleri bir şey yedikleri zaman, bu sevdikleri bir şey olsa bile suçlu hissederler. Sağlıksız beslenen kişileri de küçük görme eğilimleri vardır. Onların da beslenmelerini düzeltmeye çalışabilirler. Bu farklar nedeniyle tanı yanlış konulduğu zaman tedavi de başarısız olabilmektedir. Zayıflama amacı gütmeyen bir kişinin beden imajını düzeltmeye çalışmak sonuç vermeyecektir.

Orthorexia’da yaygın görülen durumlardan biri fiziksel bir sorunun sonucunda sağlıklı beslenmeye başlamak ve daha sonrasında bunun aşırıya kaçarak bir takıntı haline dönüşmesidir. Örneğin sindirim sistemiyle ilgili sorunlar yaşayan bir kişi bunun beslenme şekline bağlı olduğunu düşünerek diyetini değiştirmeye başlar. Bu değişikliğin hissettiği hazımsızlık, mide yanması, bağırsak problemleri gibi sorunları azalttığını görüp gittikçe daha katılaşan bir diyet uygulamaya başlayabilir ve bunu yaşam tarzı haline getirebilir. Orthorexia görülen kişilerde obsesif-kompulsif bozukluk semptomları da görülmesi sık rastlanan bir durumdur. Aynı zaman da mükemmelliyetçilik de sık görülen bir başka ortak özelliktir.

Uzm. Psk. Tracy Kazmirci


Diyette anne tehlikesi

ImageCanım annem Mersin’den ziyarete geldi, aklı her ne kadar yeni doğan yeğenimde olsa da İstanbul’da da bir evladı olduğunu unutmadı ve hasretime dayanamadı.

Buraya kadar çok güzel amaaa dayanılmaz Mersin yemekleri annenizin ısrarlarıyla birleşince durum fena olmaya başlıyor. Çünkü annelerin bir çoğu gibi benim annem de beni hep çocuk görüyor. Eğer beslenme uzmanı olmuş bir çocuksanız, işiniz zor... Çünkü her yemekte geleneksel ve bilimsel yöntemlerin tatlı atışmaları başlıyor. Bizim zamanımızda hiçbir şey olmazdı, biz şöyle yerdik, bunu bulmazdık aman yemeğini yarım bırakma ve daha birçok tanıdık diyalog. İşte böyle bir durumda anneler diyet için tehlikeli hale geliyor. Tek çözüm ne istediğinizi ve neden istediğinizi anlatmak o zaman biraz şansınız var. Biz annemle öyle yapıyoruz. Bir haftalık programda hangi gün ne yeneceğine beraber karar verince benim ufak hilelerim durumu kurtarmamı sağlıyor. İşte benim bazı günlerimden size örnekler

İçli Köfte günü ( köfteler kızartılmayacak ve haşlanacak )

Sabah 1 kuru probiyotik yoğurt
Öğle yemeği Sebze çorba salata ve 1 dilim peynir
Ara öğün 1 meyve
Akşam 3 içli köfte ama yanında başka yemek yapılmayacak çünkü annenize o kadar özeldim ki içli köfteyi sadece bunu yemek istiyorum diye pembe yalan söylenecek köftenin yanında ise bol yeşillik ile salata
Ara 1 meyve

Tavuklu Nohutlu pilav

Sabah müsli ve süt
Öğle tavuklu nohutlu pilav bol salata
Ara 1 meyve
Akşam annem artık biraz dinlensin diye Adem Baba Balıkçısı ve bol salata
Ara 1 meyve

Mantı günü

Sabah 1 dilim peynir ve 1 greyfurt
Ara 2 kuru kayısı
Öğle Ispanak ve 1 dilim ekmek
Ara 1 meyve+ 10 fındık
Akşam tereyağsız MANTI light yoğurt ile
Yemek sonrası meyveli soda ( insan uzun süre zararlı bir şey yemeyince mide zorda kalıyor tabi )

Sıkma / annemin keki / ağaç kavunu

Sabah 3 adet peynirli sıkma (Mersin’e özel bir çeşit dürüm denebilir) Domates, 4-5 zeytin
Öğle probiyotik yoğurt ve elma
Ara annemin cevizli incirli keki ve şekersiz kahve
Akşam etli türlü ve salata
Ara Ağaç kavunu ( bu da Mersin’de yetişen greyfurttan daha tatlı ama suyu az büyüklüğü kavun gibi bir meyve)

Anneciğim seni çok seviyorum, fotoğraf hem sana hem kar yağmasına olan özlemim sebebiyle özel olarak seçilmiştir.

Uzm. Dyt. Dilara Koçak

9 Ocak 2009 Cuma

Diyet yaparken seks hayatı zarar görür mü?

Restoran hileleriyle diyet yapma formülü

Kararlı bir şekilde diyetinizi sürdürürken aldığınız cazip bir akşam yemeğinde diyetinizi bozmak istemiyorsanız ünlü kalp cerrahı Prof. Öz'ün restoran hilelerini uygulayın: Gitmeden önce bir fincan çorba için, bir avuç kuruyemiş yiyin ve bir bardak su için. Kendinizi yirmi santimlik bir tabakla ve tek katlı porsiyonla sınırlayın. Salatanın sirkesini ve yağını 150 kiloluk aşçı değil, kendiniz koyun.

ABD'de yaşayan Kolombiya Üniversitesi Kalp Cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz, 'SİZ Diyettesiniz' adlı kitabında yer alan akıllı diyetin iştah bilimine göre yazılan formülünü anlattı:

* Vücudun belli noktaları için zayıflama sağlanabilir mi?

Vücudun belli bir kısmı için egzersiz yapmak, o noktada yağ yakılmasını sağlamaz. Neredeki yağın yakılacağına vücudunuz karar verir; dolayısıyla egzersiz sayesinde belli noktaları inceltmek söz konusu değildir. Aksi takdirde, spor salonunda gıdılarını inceltmek için tuhaf boyun hareketleri yapan insanlar görürdünüz. Bunun yerine vücudun belli bir kısmı için egzersiz yaparak o bölgedeki kas kitlesini artırırsınız; dolayısıyla yağlar gittikten sonra o bölgede ince ve güçlü kaslar ortaya çıkar.

* Kilo verirken kasların erimemesi için mutlaka kırmızı et yemek mi lazım?

Kasların geliştirilmesi ve onarımı için elbetteki protein gerekir ama 'yeterince protein almıyorum' korkusuna da kapılmayın. Günlük protein ihtiyacınızı karşılamak için sadece 50 gram et yeterlidir; küçük bir tavuk bonfilesi de bu miktarı karşılamaya yeter. Egzersiz, protein ihtiyacını artırır. Beslenme düzeninize ne kadar çok protein katarsanız, iştahınızı da o ölçüde kapatırsınız.

EGZERSİZİN FAZLASI ZARAR

* Diyet sırasında ne kadar çok egzersiz yapılırsa o kadar iyi midir?

Egzersizler, bir açıdan kuruyemişe benzer; iyi bir şeyin çok fazlası zararlıdır. Egzersizde, bir matematik kitabındakinden fazla artı bulunmasına rağmen aşırıya kaçma riskiniz var. Egzersiz yaparak haftada 6 bin 500 kaloriden fazla yakmak için kabaca on üç saat spor gerekir. Ayrıca bir defada iki saatten uzun süre kardiyovasküler egzersiz yapmak eklemlerinizi zorlayabilir. Aynı zamanda vücudunuza çok fazla zehirleyici stres yüksersiniz ki bu da ömrünüzü kısaltır.

Diyet yaparken seks hayatı darbe görebilir mi?

Hayır tam tersine, sağlıklı yiyeceklerin fazladan bir yararı daha vardır. Birçok yiyecek arzuyu artıran cinsel hormonları körükleyebilir. Omega-3 yağ asidi ve testosteron artırıcı çinko minerali içeren yiyecekler mesela.... Bu arada kuşkonmaz ve enginar gibi bazı yiyecekler de belli anotomik parçalarımıza fiziksel benzerlikleri nedeniyle cinsellikle bağdaştırılmışlardır. Ancak bu konuda kontrollü bir deney yapılamayacağı için sadece sınırlı gerçeklerle ve hayal gücümüzle yetinmek zorundayız.

FAST FOOD KAHVALTI ASLA!

* Diyet yaparken fast food hiçbir şekilde yenemez mi?

Fast food yiyecekseniz sağlıklılarını seçin; örneğin ek yiyeceklerden ve tatlılardan kaçının. Az yağlı değil, az kalorili sosları tercih edin. Az yağlı soslar bol miktarda kalori içerir ve fruktoz (meyve şekeri) yüzünden doyduğunuzu hissedemezsiniz. Fast food restoranlarında asla kahvaltı yapmayın!

Kahvaltı mönülerinde açıkçası sağlıklı bir ürün bulmanız zordur. Daima tam buğday ekmek isteyin. Eğer bu mümkün değilse ekmeği atlayın ve sadece bıçak ve çatalla etinizi yiyin. Pizza yemeyi düşünüyorsanız; yeşil biberli, soğanlı, mantarlı ve ince hamurlu pizzayı seçin. Baharatlı tavuk ya da tavuk göğsü filoto yiyebilirsiniz. Hamburger yerine tavuk ızgara seçin. Ya da peynirsiz bir tavuk sandviç öneririm.

* Diyet programını uygularken sorunlarla karşılaşılırsa ne yapılması gerekli?

Sorunların yerine alternatifler üretmeyi deneyin. Örneğin, bu gece dışarıda yemek yemek isteyen bir aileniz varsa, sizin bunun için programınızı bozmanıza gerek yok.

- Gitmeden önce bir fincan çorba için, bir avuç kuruyemiş yiyin ve bir bardak su için. Bu, yemekten önce midenizi doldurur, dolayısıyla lokantaya gittiğinizde mantıklı bir şekilde yemek yersiniz. Kendinizi yirmi santimlik bir tabakla sınırlayın ve tek katlı porsiyonlar alın.

- Ayağınız ağırıyorsa ve bu nedenle yürümekte zorlanıyorsanız yürümeyi bırakın; ama bisiklete binmeyi ya da yüzmeyi egzersiz proramınıza dahil edin. Ayrıca rahatsızlığınız için bir doktora başvurun.

- Sürekli yolculuk yapıyor ve yolda yiyorsanız, büyük öğünler yerine atıştırmalarla geçiştirmeye çalışın. kuruyemiş ve dilimlenmiş meyve-sebze gibi yiyecekler açlığınızı yatıştırır.

- Hasta olduğunuz dönemler; kilo vermek için uygun bir zaman olmayabilir ama yiyecekleri kendi tarafınıza çekmek için uygun bir süreçtir. Eğer kilo vermeyi yavaşlatacak bir ilaç kullanıyorsanız, daha kilo verdirici yaklaşımı olan bir ilaç için doktorunuzla konuşun. Çünkü sonuçta alacağınız kilolardan kurtulmak daha da zor alabilir.



7 Ocak 2009 Çarşamba

Kilo Vermenin Püf Noktaları


Kilo Vermek

Kilo vermek neredeyse tüm insanlığın sorunu haline geldi. Diyete başlıyorum dediniz ve kilo verdiniz. Peki kilonuzu korumayı nasıl sağlayacaksınız. Bu sorunun cevabını merak ediyorsanız, bu yazı tam size göre!


* Hızlı yemeyin, yemeklerin tadını daha çok hisederek yemeye çalışın. Öğün atlamanın çözüm olmadığı bilin, gün içinde sık ama az yiyin.
* Sabahları kalkar kalkmaz bir bardak su içmeye alışın, iştahınızı bastırır.

* Kana çabuk karışabilen, kolalı ve sodalı içicekler, kremalı pastalardan, tatlılardan, fast food türü doymuş yağ içeren yiyeceklerden kaçının.

* Çayı şekersiz içmeye alışın, aşırı çay içmeyin.

* Televizyondaki yiyecek ve içeceklerle ilgili reklam ve programları seyretmeyin.

* Sakız çiğnemek tükürük bezlerinin çalışarak, karnınızın acıkmasına neden olur. Çok sakız çiğnemeyin.

* Sabahları mutlaka kahvaltınızı yapın ve metobolizmanızı hızlandırın.

* Yürüyerek gidebileceğiniz bir yer için araç kullanmayın.

* Okurken ve televizyon seyrederken dik oturun, düz durun ve böylece daha çok kalori yakabilmenizi sağlayın.

* Salam, sucuk ve sosis türü yiyecekleri unutun, hatırlamayın.

* Canlanın, aktif olun, gücünüzü arttırın, yolunuzu uzatın, ısınarak gevşeyin, daha sık daha az yiyin, farklı egzersizler yapın.

* Yemekten sonra alışverişe çıkmaya çalışın.

* Bol bol su için, derin derin nefes alın, hazır yemeklerden kaçının, serin yerde uyuyun.

* Hızlı kilo vermekten sakının, kulaktan dolma bilgilerle hareket etmeyin, uzmanlara danışın...

Sağlıklı Günler

Zayıflama Sırları


z

Kalorili beslenmeye başladınız ve kendinizi bıraktıysanız üzülmeyin. Eğer bir kez yemeye başladınız ve duramıyorsanız endişenmeyi bırakın. Hep kendime yarın başlıycam derim ama ertesi gün devam ederim. Hiç kimse hayatının sonuna kadar diet yapamaz, ya da kurallara uygun beslenemez.

Bugün sabah uyandınız ve kendinize baktınız fazlalıklarınız var ama siz hala devam ediyorsunuz .. Bazı zamanlar tüm hırslarımı yiyeceklerden çıkardığımı hissediyorum. Konuştuğum pek çok kişinin sorunu şu öncelikle kilolu oldukları için kendilerini suçluyorlar ve sevmiyorlar. Eğer siz kendinizi sevmezseniz başkaları sizi nasıl sevecek. Eğer kendinizle mutlu ve uyumluysanız, etrafınıza öyle bir enerji yayacaksınız. Düşünün kendinizi güzel ve güvenli hissettiğiniz zamanları, o kadar mutlu olursunuzki, başkaları bunu hisseder ve size saygı ve özen hissetmeye başlarlar. Hiç kimse mutsuz ve kendisine özen göstermeyen biriyle birlikte olamk istemez. Herkes neşenin ve güvenin olduğu yeri tercih eder. Bir seçim yapın bu sabah yeniden başlayın.

Öncelikli olan sizsiniz. Fazla kilolarınızdan dolayı affedin kendinizi ve karar verdiğiniz zaman inanın çok çabuk kurtulacaksınız. Siz vücuduza karşı öfkeliyken, onun direnç gösterip karşı koyması metobolizmanın yavaş çalışması ve kilo vermemeniz söz konusu. Bunun için kendinizle uyum içinde olmanız gerekli. Size birkaç yol anlatıcam. Diet reçeteleri ve uzman yazılarını kim takip edebiliyor ki. Hayatım boyunca elimde listeyle diet yapamadım. Bazı basit formullerle ve motivasyonla gitmeyi tercih ederim. Öncelikle kendinizi herzaman motive edin. Eğer yemeye ve kilo almaya başladıysanız erteleyip, başkalarını suçlayıp devam etmeyin. Mazeretler herzaman vardır. Yalnız değilsiniz sizin yaşadığınız sorunları yaşayan milyonlarca insan var.

Hepimiz sırayla farklı deneyimlerden ve acılardan geçiyoruz. Dün ne kadar kötü göründüğünüzü unutun olduğunuz yerden başlayın. Bir öğün ya da gün boyu kaçırdıysanız hemen önlem alın. Öncelikle aktarlardan aldığınız tomurcuk yeşil çayı bol tüketirseniz metobolizmanız çalışacak. Çok yemek yediğimde hemen 3 fincan yeşil çay içerim ama tomurcuk olanı tercih edin. Çok güzel bir yemek yemeden önce hep bu yemeğin kaç dakika süreceğini ve sonrasında nasıl görüneceğimi düşünürüm. Diet yaptığınızı kimseye söylemeyin bu kez sizinle uğraşmaya ve motivasyonunuzu düşürmeye çalışırlar. Sizin yerinize başkası kilo veremez ve sizi başkası sizden daha çok sevemez. Yaz sıcaklarında kilo vermek ve selilüt problerinizden kurtulmak istiyorsanız 3.5 litre su için. Ben sürekli bitki çayları ve su içiyorum ve siz de içtikce farkedeceksiniz.

Rezene, biberiye ve anason çayı ünlülerin güzellik sırrıdır. Ayrıca rezene biberiye ve susam yağını sürerseniz, selülitlerinizden kurtulabilirsiniz. Gün boyu asla aç kalmayın çünkü uzun süre aç kalırsanız daha çok yiyeceklere saldırırsınız.

Üç öğün yemek ve aralarda 5 kez atıştırısanız dengeyi sağlarsınız. Daha fazla sebze yerseniz ve yagsız proteinleri tercih ederseniz sizin için çok kolay olacak. Öğün aralarınada bol salatalık( kalorisi yok denecek kadar azdır) şeftali, kayısı ve elma yiyebilirsiniz. Karpuz kavun ve kirazdan uzak durmaya çalışın çünkü şeker oranları yüksektir. Light yoğurt , yumurtanın beyazı, yagsız kırmızı et balık tavuk ve hindi tercih edebilirsiz. Kendinizi rahat hissedin ve mutlu beslenin.Çok özel olduğunuzu unutmayım.

4 Ocak 2009 Pazar

İşte çocukları obez yapan en büyük etken

Anne- babalar, okul çevrelerini iyi araştırın.


Fast food lokantalarına yakın bölgede okula giden çocuklar obez oluyor.

ABD’ninCalifornia eyaletinin Azusa Pasifik Üniversitesinden Brennan Davis, okulları, meyve ve sebzenin menülerinde daha az yer aldığı bu lokantaların bulunduğu alışveriş merkezlerine yürüme mesafesinde olan öğrencilerin, okulları uzak olan öğrencilerle kıyaslandığında, aşırı şişman ve obez olma ihtimalini yüksek bulduklarını söyledi.

Davis, bu konuda daha fazla çalışma yapılması gerektiğini, ancak kendi araştırmalarında fast food lokantalarının okullara yakınlığıyla obezite arasında bağlantı kurduklarını ifade etti. Davis, okulları fast food lokantaları yakınında bulunan öğrencilerin vücut kitle endeksinin, okulları uzakta olanlara göre daha yüksek çıktığını kaydetti.

Şişmanlık çocuklukta başlıyor

Şişmanlık çocuklukta başlıyor

Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Emre Atabek, 2-10 yaş arasındaki aşırı kilo alan çocukların, erişkin döneminde de kilo alımının devam edeceği uyarısında bulundu.

Doç. Dr. Atabek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, obezite hastalarının çoğunda belirlenmiş bir hastalık nedeninin olmadığını söyledi.

Obezite görülme sıklığının her geçen gün daha da arttığını ifade eden Atabek, ''Bu sayı çocuklarda da çok fazla. Bazı obez çocuklarda insülin hormonunda yükseklik, kan basıncı yüksekliği, kan yağlarında bozulma, bel kalça oranının artması gibi belirgin metabolik bozukluklar bulunabilmektedir'' dedi.

Küçük çocuklarda kilo artışına bağlı olarak uykuda solunum problemleri, diz ağrısı ve bacaklarda eğilmeye giden rahatsızlıklar görülebildiğini belirten Atabek, bazı obez çocuklarda ergenlik öncesi dönemde bile şeker metabolizması bozuklukları, kan basıncı yüksekliği, kan yağları yüksekliği, şeker hastalığı ve hatta damar sertliği belirtilerinin ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu.

-ÇOCUKLARIN KİLO ALIMINA DİKKAT-

Yapılan çalışmalarda 3-8 yaş arası obez çocuklarda bile erken damar bozukluklarının ortaya çıktığını ve damar sertliğinin çocuklukta başladığının gözlendiğini vurgulayan Atabek, ''Özellikle 2-10 yaş arasında aşırı kilo alan çocuklar, erişkin döneminde de kilo alabiliyor. Obez çocuk ve ergenler üzerinde yaptığımız bir çalışmada da ultrason ile atardamarların duvar kalınlıklarının normal çocuklara göre artmış olduğunu tespit ettik. Uluslararası literatürde yayınlanan bu çalışmadan da anlaşılacağı gibi obezlerde damar ve kalp problemlerinin temeli çocukluk çağında atılmaktadır'' diye konuştu.

Bu nedenle erken yaşlarda korunma ve tedavi girişimlerinin, ergenlik ve erişkin döneme göre daha etkin ve başarılı olacağını belirten Atabek, şunları kaydetti:

''Çocuğa iştah ile açlığın farkı kavratılmalı, çocuğun dikkatinin beslenme dışındaki konulara çekilmesi gerekir. Bu konularda yaptığımız çok sayıda bilimsel çalışmamız var. Bilimsel faaliyetlerimiz arasında ulusal ve uluslararası saygın tıp dergilerinde çocukluk çağı obezitesi konusunda çalışmalarımız yayınlandı.''

1 Ocak 2009 Perşembe

Hangi peynir kaç kalori

Buzdolabından ilk çıkarılan da, kahvaltı sofrasının vazgeçilmezi de, simit, zeytin, domates ve rakının ekürisi de odur. Diyetle başı dertte olan peynir tutkunlarına ne demeli peki? 'Kibrit kutusu' etrafında hayatı sürdürmek mayın tarlasında sınırı geçmeye benzer artık. Gerilim had safhadadır ...

Sürekli diyette olan peynir tutkunları için, 'bir kibrit kutusu kadar' sözü bir kabusun da başlangıcıdır adeta… 'Kibrit kutusu' etrafında hayatı sürdürmek mayın tarlasında sınırı geçmeye benzer artık. Gerilim had safhadadır. Kimi zaman mayınlara basmadan aşılır sınırlar. Oysa dönüşü, mayın yüklüdür sınırın. Zira, aşılmış her kibrit kutusu daha da küçülmüş kibrit kutularını beraberinde getirir; yağlısı, tuzlusu, bol kalorilisiyle, 'küçülmeyi' biraz da hak etmiştir peynir…


Evet, diyet listelerinin baş köşesine oturan peynir hayatımızın önemli bir parçası… Öyle ki, sabah güne uyanırken başlar peynirle kucaklaşmamız… Buzdolabından ilk çıkarılan da kahvaltı sofrasının vazgeçilmezi de simit, zeytin, domates ya da rakının ekürisi de odur. Böreklerin harcı, makarnanın tadı, fakirin katığı, zenginin her gün bir yenisini keşfettiği aperitifidir. Burnunu sokmadığı hiçbir sofra yok desek yeridir. Pastaya da katılır, bebek mamasına da…
İnek sütünden yapılan peynirin müptelaları ayrıdır, koyun ya da keçi sütünden yapılanlarınki ayrı... /_newsimages/3147727.jpg

Otlusundan kızartılmışına, çökeleğinden küflüsüne kadar, kokusu, yumuşaklığı ve sertliği, hatta rengiyle bile her zevke, her keseye hitap edebilir peynir. Söz sanatlarına da katkısı olmuş, 'peynir gemisi'nin lafla mı işle mi daha iyi yürüyeceği şeklindeki tartışmaların odağına oturmuştur.

Peynir, artık kahvaltılık bir malzeme olmaktan çıkıp, ana yemeklere girdi, şarabın tamamlayıcısı oldu. Evde yiyecek bir şey bulamadığımız zamanlarda yaptığımız makarnayı peynirle çeşnilendirdik ya da karnabaharla fırına verdik. Yani peynir, artık tüm öğünlerin ve özellikle diyetlerin ayrılmaz bir parçası oldu… Kısacası bazı tutkunları için aşkın, bazıları içinse bağımlılığın öteki adıdır peynir.

AMA HANGİSİ?

Peynirin içindeki kalori ve yağ oranları, öyle 'aş'a 'katık' edilecek cinsten değil… 'Bir kibrit kutusu' ölçüsü hayati önemi taşıyor bu nedenle. Hangi peyniri ne miktarda tükettiğimiz çok önemli.

Peynirlerin besin değerlerine göz atıp, 'kibrit kutusu' sınırının ne olduğunu görelim istedik. 30 gram, yani yaklaşık 'bir kibrit kutusu' peynir neleri içeriyor.


İSVİÇRE PEYNİRİ/_newsimages/3147724.jpg

120 kalori, 9 gr. yağ, 290 mg. kalsiyum
Protein ve mineral açısından zengin. 30 gramında, günlük olarak alınması tavsiye edilen kalsiyumun üçte birinden fazlası var.
Sağlık değerlendirmesi: 6

BRİE
96 kalori, 8 gr. yağ, 162 mg. kalsiyum
Brie, yağlı peynirlerarasında gösterilse de içerdiği yağ kaşar peynirinden az. B1 vitamini açısından zengin. Çinko oranı da azımsanmayacak düzeyde.
Sağlık değerlendirmesi: 7

CAMEMBERT
89 kalori, 7 gr. yağ, 105 mg. kalsiyum
Sert peynirlere oranla, üçte bir oranında daha az yağ ve dörtte bir oranında daha az kalori mevcut. Folik asit açısından zengin.
Sağlık değerlendirmesi: 8

PARMESAN
136 kalori, 9.8 gr. yağ, 360 mg. kalsiyum
Kalsiyum deposudur. Makarna üzerine koyacağınız sadece bir çorba kaşığı parmesan, tavsiye edilen günlük kalsiyum miktarının yüzde 15'ini karşılar. Fazlaca tuzlu, ancak çinko oranı bir hayli yüksek.
Sağlık değerlendirmesi: 6

SÜZME PEYNİR
29 kalori, 1.2 gr. yağ, 22 mg. kalsiyum
Gerçekten çok az yağ içeriyor ve kilo vermeye çalışanlar için de ideal. Ancak kalsiyum açısından zengin değil.
Sağlık değerlendirmesi: 10

KAŞAR
124 kalori, 10.3 gr. yağ, 216 mg. kalsiyum
En yağlı peynirlerden, ancak iyi bir kalsiyum ve çinko kaynağı.
Sağlık değerlendirmesi: 6

MOZARELLA
90 kalori, 7.5 gr. yağ, 155 mg. kalsiyum
Orta yağlı olmasına rağmen doymuş yağ oranı yüksek.
Sağlık değerlendirmesi: 8

RİCOTTA
56 kalori, 4.4 gr. yağ, 63 mg. kalsiyum
Nispeten daha az yağ ve tuz içeriyor. Kalsiyum açısından çok zengin değil.
Sağlık değerlendirmesi: 9

KEÇİ PEYNİRİ
59 kalori, 4.7 gr. yağ, 57 mg. kalsiyum
İnek peynirine oranla az kalorili. D vitamini açısından zengin. Ancak kalsiyum, ya da çinko açısından zengin olduğu söylenemez.
Sağlık değerlendirmesi: 9
BEYAZ PEYNİR
75 kalori, 6 gr. yağ, 108 mg. kalsiyum
Yarım yağlı kaşardan daha az kalori içeriyor. Kalsiyum oranı ne çok az ne de fazla. Tuzlu ve D vitamini açısından zengin.
Sağlık değerlendirmesi: 7 Alırken, saklarken, yerken, bunları unutmayın!
Alırken, saklarken, yerken, bunları unutmayın!

Beyaz peynir çok fazla gözenekli ise alırken bir kez daha düşünün. Gözeneklerin fazlalığı, asitli süt kullanıldığını gösterir.

Beyaz peynir ambalajına fazla su salmışsa bu peynirin yeterince olgunlaşmadığını gösterir.

Tadıldığında çok fazla ekşilik veren beyaz peynirden kaçının. Ancak ekşi oranı çok az olan peynirde yoğurt kültürünün kullanılmış olabileceği aklınızda olsun.

Taze kaşar peyniri açık sarı renkte, homojen yapıda, süt kokulu, kolay dilimlenebilir ve az tuzlu olur.

Dil peyniri az tuzlu olmalı ve lif lif ayrılabilmelidir.

Peynir, ışıksız ortamda (buzdolabında, sebzelik gözünde) saklanmalıdır.

Peynir hemen tüketilmeyecekse, kendi ambalajında saklanmalıdır. Ambalajı açıldıktan sonra ise mutlaka saklama kabında veya ambalaj malzemelerine sararak korunmalıdır. Aksi takdirde peynir nemini kaybeder, aroması ve lezzeti azalır.

Beyaz peynir; ambalajı açıldıktan sonra, içme suyuna, yumurta yüzecek kadar tuz eklenerek hazırlanan sıvıda saklanabilir. Böylece peynirin olgunlaşma süreci de devam eder.

Peynir dilimlere ayrılmadan saklanmalıdır, böylece dış ortamla teması en aza indirilebilir.

Kabuklu peynirler (eski kaşar gibi), kabuğu temizlenmeden saklanmalı, temizleme işlemi peyniri tüketmeden hemen önce yapılmalıdır. Krem peynirler mutlaka kendi ambalajının içinde ve kapağı kapalı olarak saklanmalıdır.

Kızartma peynirler tüketilmeden önce 4-5 saat suda bekletilerek tuzu alınmalıdır.

Beyaz peynir dışındaki peynirler yıkanmaz, su ile temas peynirin lezzet ve aromasının kaybolmasına yol açar.
Beyaz peynirleri keserken, bıçağı ıslatmak peynirin düzgün kesilmesine yardımcı olur.

YÖRESEL TATLAR

Kars gravyer peyniri /_newsimages/3147722.jpg

Peynir ve zeytin cenneti olan Türkiye'de, tam 23 çeşit yöresel-özgün peynir bulunuyor.
Türkiye Perakendeciler Federasyonu Dergisi'nde (PERDER) yer alan bilgilere göre, Türkiye'de en yaygın olan peynirlerin başında beyaz peynir ve kaşar peyniri geliyor.

İşte, bir dönem sadece üretildiği kentin sınırları içinde kalan, ancak şimdilerde farklı lezzetleriyle her tür tüketiciye ulaşabilen, özgün peynirlerimiz: Mihaliç (kelle) peyniri, keçi peyniri, Erzincan tulum (şakak) peyniri, İzmir tulum peyniri, Van otlu peyniri, lor, Urfa beyaz peyniri, dil peyniri, Çerkez peyniri, Abaza peynirleri, tel (civil) peyniri, çökelek, Yozgat çanak peyniri, külek peyniri, Hatay cara (testi) peyniri, örgü peyniri, golot peyniri, İstanbul çayır peyniri, Manisa çayır peyniri, Ordu torba peyniri, Giresun imansız peyniri, Kars gravyer peyniri ve Denizli yörük peyniri.

"Türkiye'deki insan mozaiği, peyniri de çeşitlendiriyor"

Özellikle peynir çeşitlerinin fazlalığıyla övünen Fransızlarla, bir rekabete girmemiş olsak da ülkemizde de hatırı sayılır bir peynir lezzeti var. Prof. Dr. Artun Ünsal, bu çeşitliliği bizzat yerinde tespit etmiş. Sadece şarküterilerde gördüğü peynir çeşitleriyle yetinmemiş, semt pazarlarına, oralardan da Anadolu'nun dört bir köşesine 'peynir' yolculuğuna çıkmış. 'Süt Uyuyunca' kitabıyla noktaladığı gezilerden izlenimleri de bir hayli ilginç. Zira peynir tüketim alışkanlıkları yöreden yöreye değişiyor. Kaşar peyniri, bizim bildiğimiz kaşar peynirinin ötesinde dil peyniri olabiliyor, örgü peyniri, hellim peyniri olabiliyor.

Ünsal. peynirdeki çeşitliliği ise insan mozaiğine bağlıyor. "Orta Asya'daki atalarından öğrendiği şekilde bir peyniri yapan köylüye karşılık, Balkanlar'dan, Trakya'dan ve daha birçok yerden gelenlerin peyniri tabii ki çok far/_newsimages/3147725.jpgklı olacak. Bu topraklarda var olan mozaiği düşünürseniz müthiş bir zenginlik gözünüze çarpar" diyor. Dünyada 8 peynir yapım çeşidi olduğunu Türkiye'de ise 7'sinin kullanıldığını söylüyor Artun Ünsal.

Kafkas Üniversitesi Kars Meslek Yüksek Okulu Öğretim Üyesi Asya Çetinkaya da Türkiye'nin peynir haritasını çıkarmış, 260 peynir çeşidi elde etmiş. Ancak, peynirlerin birçoğu yapım benzerliği gösterdiği için bunları eleyerek 193 peynir çeşidini içeren bir kitap ve harita oluşturmuş.

'Light' diye aşırıya kaçmayın siz yine de!

Piyasadaki pek çok markanın diyet peynirleri ile 'kibrit kutusu' sınırını aşıp aşmamak sizin kararınız artık. Hemen bütün peynir ürünlerinin "light"ları var marketlerde. Düşük kalorili, şekersiz, tuz oranı azaltılmış, yağsız, diabetik peynir ürünlerini bulmak zor değil. İşte birkaç örnek. Sütaş'ın light kaşar peyniri, kalori oranını sınırlamış. Pınar'ın Labne light sürülebilir krem peyniri, Pınar Labne'nin yüzde 50 daha az yağlı ve yüzde 30 daha az kalorili halidir. Yörsan'ın light teneke beyaz peyniri yine az kalorili olarak piyasada. Ülker'in mavi yeşil light kaşar peyniri de az yağlı az kalorisiyle diyet listelerine uygun.